Pazar, Mart 11, 2007

Deneyin Lütfen, Lütfen, Lütfen Deneyin!

Güzel bir sabah. Günaydin dünya!
Türkiye'ye tasinali tastamam bir yil oldu 9 Mart 2007 tarihinde. Ayni gün 30 yasina bastim.
Bu iki olay da cok önemliymis (öyle diyorlar). Otuz yas icin hep olumsuz anlamda dönüm noktasi derler özellikle bayanlar icin. Metabolizma yavaslar, kilo problemi artar, hormonlar artik eskisi gibi calismaz, kemik erimesi baslar, cilt yasliligi hizlanir, yer cekimi artik kendini iyice belli eder, kisaca fiziksel ve ruhsal değisim alır basını gider. Buyursun gelsin efenim. Geleceği varsa göreceği de var!

Benim icin 25 yasindan itibaren her sey cok daha güzel olmaya basladi ve hala devam ediyor (su kilo problemi disinda, ki hayatimi da ona endekslemeyi redediyorum). Yine de bilinen gercekleri göz önünde bulundurarak artik ciddi anlamda fiziksel yönde daha fit olmam gerektiği ve en önemlisi kalmam gerektiği inkar edilemeyecek bir gercek. Eskiden biraz spor yapip, sekeri kestiğimde hemen kilo veriyordum. Artik bu mümkün değil bunu hissediyorum. Ustelik ilerleryen yaslarda daha da zorlanacak(mismismismismis). Ideal, daha doğrusu kendimi iyi hissettiğim kiloya artk ulasmali ve orda durmali. Uzmalar aslinda hatta o kilonun cok hafif altinda olmanin daha iyi olduğunu söylüyor cünkü yas gectikce otomatikmen kilo aliniyor. Aman uzmanlardan usandik, herkes ayri bir telden caliyor. Hem yaslaninca accik kilo daha alinirsa fena mi? Kirisan, pörsüyen cildimiz dolgunlasir, saka diil valla.

Pilates! Söylenenler Doğru.

Vücudun duruşunu düzeltir. Daha doğru nefes tekniği öğrenmeye yardımcı olur. Bayanlarda hamilelik sonrasında mide bölgesinin düzelmesi için iyi sonuçlar verir. Bel ve sırt ağrılarının oluşmasını önlemeye katkısı bulunmaktadır. Vücuda faydasından başka stresden uzaklaşma için idealdir.
Joseph Pilates 1967'de öldü.

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Cuma günü tekrar Pilates'e basladim. Eskiden, yurt disinda aletli (reformer denilen) Pilates yapardim ki hayatimdaki en mutlu günlerdi cünkü oradan cikinca iki gün boyunca kendimi inanilmaz enerjik, güzel ve fit hissediyordum. O kadar ki araba sürerkenki kambur hallerime bile yansiyordu, daha dik duruyordum. Istanbulda bir cok yerde aletli Pilates var, gittim, gördüm, gezdim. Ancak fiyatlar o kadar ucuk ki ABDye göre, vazgecmek zorunda kaldim. Simdi bizim spor salonunda aletsiz, yani yerde sadece kisinin kendi vücut ağirligiyla yapilan Pilates'e basladim. En az haftada bir, ki haftada iki olsa tam süper olacak, buna devam edeceğim. Hanimis? Yas 30. Artik eklemleri daha az yoracak ve özellikle vücudun orta bolgesine yoğunlasan egzersizler yapmak lazimmis efenim. Pilateste hosuma giden ise felsefesi cünkü bana cok mantikli geliyor. Söyle ki, bilimum sporda mesela kosarken, aerobikte, ağirlikla vesaire calistirdiğimiz yerler ekseri kollar ve bacaklardan ibaret (popo, omuz dahil). Eğer azimliysek bir kac da mekik cekiyoruz o kadar. Bu kollari, bacaklai hatta boynumuz sayesinde basimizi tasiyan ise vücudumuzun orta kismi yani "core", beden diyelim. Gücsüz bir beden kollariniz ve bacaklariniz güclü olsa bile dengeli o-l-a-m-a-z. Ustelik tüm önemli organlarimiz bedenimizin icinde bulunuyor. Pilates iste ilk olarak bedeni güclendirmeyi hedef aliyor ama sanmayin ki diğer yerleriniz calismiyor bu sirada. Deneyenler bilir, ilk seanstan sonraki sabah vücudunuzun hic bilmediğiniz yerlerinde tatli sizilar hisseder, hatta "Ah benim burda böyle bir kasim mi varmis hic bilmezdim bu yasima kadar" deyip anatomi ansiklopedisine bile basvurabilirsiniz sevincten sekerek.

Ancak dikkat! Ilk bir kac seans gercekten zor gelebilir özellikle eğer genel olarak zaten fit biri değilseniz. Ancak ne kadar fit olursaniz olun ilk seansta aliskin olmadiğiniz kaslar kulanildiği icin her halikarda sasiracaksiniz. Bunun en güzel örneği de arada sirada yolunu sasirip Pilates'e katilma cesaretini gösteren erkekler. Onlari seyretmekten kendimi alamiyorum ama yanlis anlasilmasin. Basta gayet kendilerinden emin bir sekilde hareketlere baslarlar, cünkü onlar erkek ve üstelik X km kosuyorlar, Y ağirlinda dumbell kaldiriyorlar ve Z tane mekik cekebiliorlar rahatlikla (XYZ'yi herhangi bir sayiyi milyon ile carpip değistirebilirsiniz). Ama ilk isinma hareketlerinden sonra ne oluyor? Valla cok komik oluyor :) O kendilerine sonsuz gibi görünen güvenleri gidiyor, yerlerini feleklerini sasirmis birer masum cocuk aliyor adeta. Inanin abartmiyorum! Hele bir de etraflarindaki aslinda doğa gereği de gücsüz olmasi beklenen onca kadin hareketleri kolaylikla yapsalar da (cok da gözünüzü korktumiyayim canim), kendileri yiğilip kaliyorlar. Ama azimliler yine de dersi bir basari hissi ile bitiriyorlar. Su da var ki, kadin bedeni daha esnek olduğu icin hareketler daha estetik görünüyor. Yani Pilates ayni zamanda bedeninizi ve hatta ruhunuzu esnetiyor.
Simdilerde böylesine moda olmasina üzülüyorum aslinda cünkü genelde akimin tersine gitmeyi severim ve benim gibi insanlari (sen de onlardansan devam et okumaya) bu faaliyetten soğutuyorlar. Deneyin lütfen, lütfen, lütfen deneyin! Hatta bir kez değil, mutlaka 3 kez gidin ondan sonra karar verin. Assağidakiler Pilates'in vaadettikleri, ki zamaninda uyguladiğim icin aynen doğrudur, test edilmisitir. Tekrarlamaya kararliyim! Hepinize iyi pazarlar...

“10 seans sonunda kendinizi iyi hissedecek, farkı hissetmeye ve vücudunuzu tanımaya başlayacaksınız.
20 seans sonunda yeni bir vücuda sahip olmaya başlayacak, farkı görecek ve fiziksel uygunluk düzeyini arttıracaksınız.
30 seans sonunda tamamen yenilenmiş bir vücuda, özellikle de sağlıklı, sıkı karın ve sırt kaslarına sahip olacaksınız.”

Joseph Pilates

Dünkü bilanco (yasgünümü yazmayacagim cünkü o gün sayilmaz bi kerem):

  • 1 izgara tavuk gogsu + kavrulmus pirasa, havuc, sogan
  • 1 muz, 1 mndalina, 2 greyfurt
  • cok fazla yogurt (yazamicam bile)
  • 150 gr. kabak cekirdegi (bu meretin kalorisi cikolataya es deger ama en agzindan seker yok)
  • 2 sutlu cay + 1 sutlu kahve

Egzersiz: 1 saat dans dersi, 15 dakika bisiklet, cumartesi gazete ve eklerinin sayfalarini bol bol cevirme

Perşembe, Mart 08, 2007

Gün Be Gün

Dünkü iş görüşmelerim çok iyi geçti. Hem meşgul olduğum için hem de sanırım egomun bu kadar övgüden sonra büyük bir sıçrayış yapmasından dolayı dün tüm faaliyet planlarimi yerine getirmekle kalmayıp üstelik çok da sağlıklı beslendim. Bugün ise çok yememenin getirdiği enerji ile (ne tezat ama!) sabah dörtte uyandım ve kalktım. Şikayet etmeyeceğim ama çünkü bu sayede daha erken yatacağım bu gece ve akşam yme krizlerine girme olasılığım azalacak. Polyanna, pembe gozluk, Dalai lama ne derseniz deyin artik...

  • sütlü kahve sütlü çay
  • 1 muz, 1 ayva
  • 4 yağsız köfte, yağsız salata, buharda haşlanmış kereviv
  • 2 avuç haşlanmış soya fasulyesi (fındık fıstık niyetine)
  • haşlanmış brokkoli ve yoğurt

Egzersiz: evin icinde fittir fittir dolanmak ve Ulus Parkinin merdivenlerini inip cikmak sayiliyor mu?

Bu arada son zamanlarda akşamlari hep ağzim bir seyle meşgul olsun istiyordum, özellikle televizyon seyrederken cok fenaydim. Mutlaka ya cekirdek ya patlamiş misir gibi karbonhidrati ve ugraşi bol gidalar aliyordum. Eh sonuc malum. Simdi soya fayulyesi olayina girmeye karar verdim bu alişkanliğimdan kurtulmak icin. Hem lezzetli, bana findik gibi geliyor biraz, hem sağlikli ve doyurucu, belki de en iyi yani bitkisel protein kaynaği olmasi. Dogal, yani genetik şekilde üstünde oynanmamis soya fasulyesinin tadi cok daha güzel o yuzden alip 12 saat kadar suda bekletmenizi, sonra süzüp düdüklüde (yazinca ne komik bir kelimeymis bu ayol) yumuşayincaya kadar pisirmenizi oneririm. Ben kuru fasulye kivamina gelecek kadar cok pişirmiyorum ki agzima atarken teker teker ciğnenecek bir şey olsun :) yaraticiliğin sonu yok galiba.

Hepinize mutlu sabahlar!

Çarşamba, Mart 07, 2007

PMS'e Çözüm: YAZ

Günaydin Istanbul! Dün bir sekilde güc bulup kendimi sabahhtan sokaklara firlattim (evet!) ve aksamlara kadar dolandim. Toplam 5 km yürümüsümdür en az, vapura bindim, arkadasimi ziyaret edip yeni bilgisayarimi teslim aldim (oh!), kosu bandimin yarin teslim edilecegini ögrendim, yeni sezon kiyafetlere baktim. Son yazdigim sey en zor kismiydi cünkü kendimi hic o acik renkli, tiril tiril kumaslar icinde salinirken düsünemiyorum. Düsünmeliyim ama cünkü en eeeeeen önemlisi düsünce, her sey kafada basliyor, biliyorum cünkü dün inandigim icin basardim.
Iste bilanco:
  • 3 tanecik mercimekli kofte
  • yagsiz tonbalikli salata
  • 1 tavada yumurta
  • 2 avuc kabak cekirdegi
  • 2 kase yogurt
  • 2 sütlü cay
Bu arada PMS aynen devam ediyor ancak dün krize girmedim. Bügünkü talim planim da hic fena degil nitekim bu sabah ve aksam iki ayri is görüsmesine gidecegim. Arada basarabilirsem gyme ugrayacagim ki aceba aksamki is görüsmesine spor cantasiyla gitsem ayip mi olur? Artik kafama gore bir is bulsam zaten kendiliginden sIkIntIdan yeme durumlari kesilecek ama öylesine de bir ise girilmez ki. Motivasyonu kilo vermek olup da ise giren ilk insan olurum herhalde :)
Ehemmiyetli konumuz PMS'e geri döneyim, arkadasim Berna sagolsun bana yeni cikan bir dogum kontrol hapinin linkini yollamis: http://www.yaz.com/html/index.html Ilacin adi ironik bir sekilde YAZ. Sagolsun Almanlar cikarmislar, henüz Türkiyede var mi bilmiyorum ama arastirmaya deger.
Bu hap ilk defa olarak PMS ile gelen semptomlari agir gecen kisilere cözüm olabilecek gibi (diyorlar). Söyle ki eger regl öncesi basagrisi, sebepsiz üzüntü halleri, asabiyet, ruh hali degisimi, iştahlanma ve şişkinlik gibi semptomlar hayatinizi ve insan ilsikilerinizi etkileyecek durumdaysa PMDD diye tabir edilen "premenstrual dysphoric disorder" hastaligi sizde mevcut. Yani bende. Bu hap bu semptomlari da tedavi etmenin yani sira sivilce tedavisinde de cok basarili oluyormus, ki tanriya cok sükür o yaslari coktan gectim. Yeni ciktigi icin su ana kadar kullanan kimsenin görüslerini bulamadim internette o yüzden biraz beklemenin faydasi vardir belki de. En azindan artik bu olayin ciddi bir hastalik boyutunda olabilecegini anlamis farmakoloji sanayiisi. Eeee, düsünelim bir kere milyonlarca hanimefendi ayda bir kac gün isinden geri kaliyor bunun büyük ölcüde ekonomiye zarari tartisilmaz. Cikolatacilar bu isten hic hoslanmayacaklar :)

Yarin yine güzel seyler yazabilmek icin bügün de güclü (kendim?!?) olacagim. Hepinize MUCKS! Icimden geldi :)

PS: Biraz daha oyalanirsam gec kalacagim icin ise alinmadan atilacagim.
PSS: Ne giycem ben ki?? (;

Salı, Mart 06, 2007

P M S Krizi!

Sadece dun yediklerimi yazmakla yetinecegeim; baslikla beraber yeterince aciklayici olacaktir haftayi nasil basladigim konusunda:

  • Firinda 4 kofte + sayisiz patates
  • 1.5 elma & 1 greyfurt
simdi basliyoruz iste, saat 4 sulari:
  • 1 paket hazirlanmis cikolatali Creme Ole
  • 1 paket Eti Form (saka gibi) cikolatali biskuvi (icinde 4 tane olan)
  • 1 paket cikolatali rulo Biskrem (Mpf!)
  • Biraz kabak cekirdegi
Fazla soze hacet yok...
Bir de artik bu evlere servis yapan tum marketler, restoranlar ve web sitelerine deli oluyorum. Onlari da telefonu icat eden rahmeti Bell'e de epey saydirdim dun. Hmmm, kendime saydirdiktan sonra tabi.

Bu sabah gunesli Istanbul. Icimde umut var. Vapura binmek, martilari dinlemek geliyor icimden. Su an sutlu, yaseminli yesil cayimi iciyorum. Bir saat icinde sayet kendimi disariya atabilirsem bugunle ilgili daha umitli olacagim. Yarin yazacagim. Tabii ki bu buhranli seyleri ben bile okumak istemezken baskalari neden okusun...

Pazar, Mart 04, 2007

Lavantali Cay Kurabiyesi - Kitir Kutur

Bugün de karamsar seyler yerine güzel bir seyler paylasmak istedim dünyayla. Pozitif enerji yayarsam etrafima belki daha da pozitiflenmis olarak (boyle bir kelime var mi ayol?) geri doner bana.
Bu pratik tarifi uzuuuun zamandir denemek istiyordum ancak oturup kendime yemekten korktugum icin erteledim durdum. Yarin arkadasim yurt disindan geliyor ve bana siparis ettigim yeni bilgisayarimi (yasasin!) getiriyor, bu yüzden kendisine minik bir tesekkur olarak bu kurabiyeleri yapmaya karar verdim. Gevrek, kitir kutur, catur cutur kurabiye seven herbikese hararetle tavsiye ederim. Iste boyle:


------------------------------------------------------------------------------------------------
Lavantali Cay Kurabiyesi Tarifi
Malzemeler
  • 300 gr. un
  • 100 gr. pudra seker
  • 200 gr. tereyag (ben 100 gr. zeytinyagli margarin ve 100 gr. zeytinyagi kullandim)
  • 1 paket vanilya sekeri
  • biraz rendelenmis limon kabugu (organik kurutulmus limon kabuklari almistim bir cay kasigi onlardan koydum
  • bir tutamcik tuz (yinyang meselesi)
  • 2 yemek kasigi lavanta (dogal, dogal, dogal, dogal olmasi sart!!)
Bütun malzemeleri bir araya katip yogurun. Ben once seker ve yagi makinede yogurttum sonra diger malzemeleri ve elenmis un kattim. Kurabiye yaparken unu daima eliyorum. Huy iste.
En son istediginiz sekli verip 200 derecelik firinda 10-12 dakika pisirin. Kitir kutur seviyorsaniz üstü hafifce koyulasinca cikarin firindan, eger biraz daha yumusak olsun diyorsaniz altin sarisi rengi alinca hemen cikarin.
------------------------------------------------------------------------------------------------
Assagida bir kac püf noktasi:
  1. Tepsiyi kesinlikle yaglamayin, gerek yok üstelik yagin yanmasiyla kotu bir koku olusuyor.
  2. Evinizi kurabiyeleri yapacaginiz gün kati suretle havalandirmayin cünkü sekerlenmis lavanta aromasi sadece bedeninizi degil ruhunuzu mutlu, komsularinizi deli edecektir (paylasin?).
  3. Lavantalari cicekcilerden degil dogal lavanta satan aktarlardan alin cünkü cicekcilerin lavantalari ilaclanmis ve yemege uygun degil.
  4. Ayni sey limon kabuklari icin gecerli. ASLA marketten aldiginiz normal turuncgillerin kabuklarini yemekte kullanmayin cünkü ozellikle turuncgiller cok hassas olduklari icin cok fazla miktarda ilaclanmaya maaruz kaliyorlar. Limonun kabuklari neden boyle kaygan zannediyorsunuz? Bu yüzden ya organik taze limonun kabuklarini rendeleyin ya da benim gibi hazir organik kurutulmus limon kabugu rendesi bulundurun.
  5. Bu kurabiyeleri istediginiz sekilde tatlandirabilirsiniz. Bir dahaki sefer lavanta yerine zencefil ve karanfil denemeyi düsünüyorum.
  6. Sekilleri annemin fi tarihinden kalma prees kurabiye makinesi ile elde ettim. Bu aletlerden iyi sonuc alabilmek icin hersey hamura baglidir. Hamuru yumusak yapmalidir ki makinenin kolu rahat hareket ettigi taktirde hamurun kivaminda oldugunu anlarsiniz. Biskuvit makinesi olarak da gecen bu sevimli alet bir cok internet sitesinde satiliyor.

PS: Hayir, bugun zayiflamayla ilgili bir sey yazmayacagim. Pazar günü kurabiye canavarligi zamani. Savuluuuuuuuuuuuuuuuun!

Perşembe, Mart 01, 2007

Run Forest Run!


Neden daha once aklima gelmedi anlamak mumkun degil! Yurt disinda yasarken en sevdigim sey (abartmiyorum!) sabahlari, gun da agarmamissken muzigimi kulagima takip plajda 5-8 km arasi kosmakti. Sonra da plajda oturup gunesin dunyaya merhaba deyisini, insanlarin yavas yavas kahveleriyle, esofmanlariyla, en onemlisi yuzlerindeki mutlulukla plaja dolusmalariydi. Kalabaliklastigi zamanlar benim gitme vaktim oluyordu. Sonra eve arabayla giderken kahvaltilik egzotik meyveler papaya, mango ve ananas alirdim. Saglikli ve lezzetli bir kahvalti ve dusun ardindan muhtesem bir gune hazirdim. Kosmak sadece fizigimi degil ruhumu iyilestiriyordu. Kosarken attigim her adim beni daha mutlu ve iyi yapiyordu sanki.
Bunu yine bulmaliyim. Bu ruh halini tekrar yakalamaliyim. Cuma gunu yardimcim geliyor. Resmi yukarda, devami sonra :)

PS: Alt komsularima bol bol sabir diliyorum.